top of page

Uluslararası Hukuk Kurumları: Yapı, İşlev ve Uygulama Mekanizmaları

  • Writer: DOGAN | ilco & law
    DOGAN | ilco & law
  • 6 days ago
  • 26 min read

Uluslararası Hukuk Kurumları: Yapı, İşlev ve Uygulama Mekanizmları

Hazırlayan Av. Muhammed Taha DOĞAN             13.10.2025


Turkey | Ilco & Law Academy – 13.10.2025
Ref. No: ILCO-2504



ULUSLARARASI HUKUK KURUMLARI:

YAPI, İŞLEV VE UYGULAMA MEKANİZMALARI


Uluslararası hukuk, devletler, uluslararası örgütler ve bireyler arasında karşılıklı ilişkileri düzenleyen kurallar sistemidir. 20. yüzyıldan itibaren uluslararası kurumlar, sadece kuralların oluşturulması değil, uygulanması ve denetlenmesi görevini de üstlenmiştir. Bu kurumlar aracılığıyla uluslararası barışın korunması, insan haklarının güvence altına alınması, uluslararası suçların soruşturulması ve kovuşturulması gibi temel işlevler yürütülür. Bu rapor, uluslararası hukuk kurumlarını sistematik biçimde inceleyerek, kuruluş statüleri, yetki alanları, karar türleri, Türkiye’nin katılım durumu ve başvuru mekanizmalarını ortaya koymayı hedeflemektedir.


Raporda özellikle BM sisteminin işleyişi, uluslararası yargı organları, insan hakları mekanizmaları, uzmanlık ve teknik kuruluşlar ile bölgesel kurumlar ele alınacaktır. Her bölüm, alt başlıklar, tablolar ve dipnotlarla desteklenerek akademik yayın standardında sunulacaktır.


İÇİNDEKİLER


Giriş ............................................................................................................................................….. 1

1. Birleşmiş Milletler Sistemi ve Organları ...................................................................................…. 3

1.A. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (UNGA) ..................................................................…… 3

1.B. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (UNSC) ....................................................…....…... 3

2. Uluslararası Yargı ve Adalet Kurumları ...................................................................................…. 5

2.A. Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) .....………...............................................……................ 5

2.B. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) ..………………….................................................... 6

2.C. Ad Hoc Uluslararası Ceza Mahkemeleri (ICTY, ICTR) .................................................... 7

2.D. Hibrit (Karma) Mahkemeler ..........................................................................………….... 7

Türkiye’nin Uluslararası Yargıya Katılımı ve Hukuki Değerlendirme ...............................….... 8

3. İnsan Hakları Mekanizmaları ..................................................................................................… 10

3.A. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Antlaşma Organları ......…........................ 10

3.A.1. BM İnsan Hakları Konseyi (UNHRC) ...................……………............................ 10

3.B. Bölgesel İnsan Hakları Mekanizmaları .........................…..................................…........ 11

3.B.1. Avrupaİnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ..................................………............. 11

3.B.2. Amerika İnsan Hakları Sistemi ........................................................….….......... 12

3.B.3. Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sistemi ................................…....…..........…. 13

Türkiye’nin İnsan Hakları Mekanizmalarındaki Konumu ve Uygulama Analizi ..................... 13

4. Uzmanlık ve Teknik Kuruluşlar ...............................................................................................… 15

4.1. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ...........................................................……………... 15

4.2. UNESCO .................................................................................…………......………….… 16

4.3. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ....................................…………....................................... 16

4.4. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) .....................................…………….................................. 16

4.5. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) .........….…...................................................... 16

4.6. INTERPOL .................................................................................…..............................… 17

4.7. IMF ve Dünya Bankası Grubu ...................................................................…................. 17

Türkiye’nin Katılım ve Katkı Düzeyi ...............................………………………....................... 18

5. Bölgesel Kurumlar ve Tahkim Organları ...........................................................................…...... 20

5.1. Avrupa Konseyi .........................................................………….......……………….......... 20

5.2. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT / OSCE) ...............….................................. 20

5.3. NATO .........................................................…………….................................................. 21

5.4. Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi (ICSID) ........……...........…… 25

5.5. Daimî Tahkim Mahkemesi (PCA) ..................................…..............…………….............. 26

5.6. Türkiye’nin Bölgesel Kurumlardaki Rolü ve Değerlendirme .......…........................……. 26

6. Uygulama ve Yaptırım Mekanizmaları ..............................................................................…….. 28

6.1. Uluslararası Hukukun Uygulama Sorunu ve Normatif Çerçeve ......................……........ 28

6.2. BM Güvenlik Konseyi Yaptırımları ..................................…………………...................... 28

6.3. Uluslararası Adalet Divanı Kararlarının Uygulanması ..........................…......…......….. 31

6.4. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yaptırım Yetkisi ................………….......................... 32

6.5. “Soft Law” ve Gayriresmî Uygulama Mekanizmaları .....................………………........... 32

6.6. Türkiye Bakımından Uygulama Mekanizmaları .....…........……...................................... 33

7. Türkiye’nin Rolü ve Sonuç Değerlendirmesi ................................................................…........... 35

7.1. Türkiye’nin Uluslararası Hukuk ve Kurumlara Katılımı .........…....……...........……......... 35

7.2. Uluslararası Yargı ve Adalet Kurumlarında Türkiye’nin Pozisyonu ...….......................... 36

7.3. İnsan Hakları Mekanizmalarındaki Rolü .......................................…………....…........… 36

7.4. Uzmanlık ve Teknik Kuruluşlarda Katılımı ...............................................…................... 37

7.5. Bölgesel Kurumlarda Türkiye’nin Rolü ..................................................……..…........…. 38

***Sonuç Değerlendirmesi ve Genel Yorum ....................................................................…........... 39


Kaynakça ve Dipnotlar .......................................…….......………...................………............ 41

1. Birleşmiş Milletler Belgeleri ........................…...………...........……………………………... 41

2. Uluslararası Mahkeme Kararları .............................................................…………............ 41

3. Hukuki Kaynaklar………………...............................................................…………............ 42




1. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ VE ORGANLARI

A. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU (UNGA)

  • Kuruluş: BM Şartı (1945), Madde 9–22.

  • Üyelik: Tüm BM üye devletleri (193 devlet). Türkiye, kurucu üyedir.

  • Görev ve Yetkiler: Uluslararası barış ve güvenlik, kalkınma, insan hakları gibi konularda tavsiye ve normatif kararlar alır. Ayrıca BM bütçesinin onayı, yeni üyelerin kabulü ve üyeliğin askıya alınması konularında karar alır.

  • Karar Türleri: Tavsiye kararları (non-binding), deklarasyonlar, kodifikasyon taslakları. Genel Kurul, Güvenlik Konseyi reformları veya barışa ilişkin konularda “Uniting for Peace” kararı ile bağlayıcılığı dolaylı artırabilir.

  • Başvuru ve Katılım: Devletler aracılığıyla gündem önerisi, dilekçe sunumu veya gözlemci statüsü mümkündür.


B. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ (UNSC)

  • Kuruluş: BM Şartı (1945), Madde 23–51.

  • Üyelik: 15 üye (5 daimi: ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere; 10 geçici üye). Türkiye, geçici üye olarak zaman zaman görev yapmıştır (son olarak 2009–2010).

  • Görev ve Yetkiler: Uluslararası barış ve güvenliğin korunması, yaptırımların uygulanması, silahlı müdahale izni, barış gücü kurulması. Bağlayıcı karar alma yetkisine sahiptir (Md. 25).

  • Karar Türleri: Md. 41 – Ekonomik ve diplomatik yaptırımlar; Md. 42 – Askeri müdahale; Md. 51 – Meşru müdafaa tanıması.

  • Uygulama: Barış gücü misyonları, uluslararası ceza mahkemelerine sevkler (ör. Darfur → UCM).

  • Başvuru: Devletler, Genel Sekreter veya Genel Kurul barış tehdidi iddiasıyla başvurabilir.

  • Eleştiriler: Daimi üyelerin veto yetkisi, karar alma sürecinde eşitsizlik yaratabilir.

Ek Tablo 1: BM Üyelik ve Katılım Örnekleri

Kurum

Kuruluş Yılı

Türkiye’nin Üyelik Yılı

Birleşmiş Milletler (BM)

1945

1945

Genel Kurul

1945

1945

Güvenlik Konseyi (Geçici/Daimi)

1945

Geçici zaman zaman

Dipnotlar ve Kaynakça:

1. UN Charter, arts 9–22.2. UN Charter, arts 23–51.3. United Nations, 'Member States', " https://www.un.org/en/about-us/member-states "



2. ULUSLARARASI YARGI VE ADALET KURUMLARI

Uluslararası yargı, devletlerin veya uluslararası aktörlerin aralarındaki uyuşmazlıkların hukuki yollarla çözümlenmesini amaçlayan kurumsal mekanizmalardır. 19. yüzyılın sonlarına doğru gelişen uluslararası hukuk sisteminde yargısal çözüm, savaşların önlenmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması amacıyla önem kazanmıştır.

1899 ve 1907 tarihli Lahey Barış Konferansları, bu sürecin kurumsal temellerini atmış, ilk kalıcı uluslararası yargı organı olarak Daimi Adalet Divanı (Permanent Court of International Justice, PCIJ) 1920’de Milletler Cemiyeti bünyesinde kurulmuştur. PCIJ’in faaliyetleri, 1946’da Uluslararası Adalet Divanı (ICJ)’ye devredilmiştir.

A. ULUSLARARASI ADALET DİVANI (INTERNATIONAL COURT OF JUSTICE – ICJ)

A.1. Kuruluş, Yetki ve Görev Alanı

ICJ, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 92–96. maddeleri ile kurulmuş olup, BM’nin ana yargı organıdır. Divan’ın Statüsü, BM Antlaşması’na ek olarak kabul edilmiştir.Divan’ın iki temel görevi vardır:

  1. Devletler arasındaki uyuşmazlıkların çözümü (contentious cases)

  2. Danışma görüşleri (advisory opinions)

ICJ yalnızca devletleri yargılayabilir; bireyler, şirketler veya uluslararası örgütler doğrudan taraf olamaz. Yetkisi, taraf devletlerin rızasına bağlıdır. Bu rıza üç şekilde ortaya çıkabilir:

  1. Uyuşmazlık öncesi veya sonrası yapılan özel anlaşma (compromis),

  2. Antlaşmalardaki yargı yetkisi maddeleri,

  3. Zorunlu yargı yetkisi beyanı (optional clause, Madde 36/2).

A.2. Kararların Bağlayıcılığı

ICJ kararları yalnızca taraf devletler bakımından bağlayıcıdır (Statü madde 59). Uymayan devletler hakkında BM Güvenlik Konseyi (Madde 94/2) yaptırım kararı alabilir, ancak bu yetki siyasi vetoya tabidir.

A.3. Türkiye’nin Konumu

Türkiye, ICJ’nin zorunlu yargı yetkisini tanımamıştır, ancak belirli sözleşmeler yoluyla Divan’ın yetkisini özel durumlarda kabul etmiştir (örneğin, 1951 Soykırım Sözleşmesi, 1948 Uçuş Güvenliği Sözleşmesi).Türkiye, ICJ nezdinde taraf olduğu en önemli davalardan biri olan “Ege Kıta Sahanlığı Davası” (Yunanistan v. Türkiye, 1978) kapsamında Divan’a yetki itirazında bulunmuştur.

B. ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ (INTERNATIONAL CRIMINAL COURT – ICC)

B.1. Kuruluş ve Hukuki Dayanak

ICC, 1998 tarihli Roma Statüsü ile kurulmuş ve 1 Temmuz 2002’de yürürlüğe girmiştir. ICC, bireylerin soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçu nedeniyle cezai sorumluluğunu esas alır.

B.2. Yetki Unsurları

Mahkemenin yetkisi üç temel unsur üzerine kuruludur:

  • Konu bakımından yetki: Roma Statüsü madde 5–8 uyarınca dört temel suç türü.

  • Yer bakımından yetki: Suçun taraf devletin topraklarında veya vatandaşı tarafından işlenmiş olması.

  • Zaman bakımından yetki: 1 Temmuz 2002 sonrası işlenen suçlar.

B.3. Türkiye’nin Tutumu

Türkiye, Roma Statüsü’nü imzalamış (23.01.2001) ancak onaylamamıştır. Onaylanmama gerekçeleri arasında askerî personelin uluslararası yargıya tabi olması ve “tamamlayıcılık ilkesinin” egemenlik endişesi yaratması yer almaktadır.

Bununla birlikte Türkiye, UCM’nin Filistin soruşturması (2021–günümüz) ve Sudan, Myanmar, Ukrayna gibi davalarda uluslararası ceza adaletine siyasi destek beyanları sunmuştur.

C. AD HOC ULUSLARARASI CEZA MAHKEMELERİ

C.1. ICTY – Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi

1993’te BM Güvenlik Konseyi’nin 827 sayılı kararı ile kurulmuştur. Mahkeme, 1991–2001 yılları arasında Balkanlar’da işlenen savaş suçlarını kovuşturmuştur.

Mahkeme 2017’de görevini tamamlamış, devam eden temyiz süreçleri Uluslararası Artık Mekanizma (MICT) tarafından devralınmıştır.

C.2. ICTR – Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi

1994’te BM GK 955 sayılı kararıyla kurulmuş ve Ruanda soykırımına ilişkin yargılamalar yürütmüştür.İki mahkeme de, uluslararası ceza hukukunun gelişimine önemli katkı yapmıştır; “komutan sorumluluğu”, “soykırımın zihinsel unsurları” ve “insanlığa karşı suçlar”ın tanımları bu süreçte şekillenmiştir.

D. HİBRİT (KARMA) MAHKEMELER

D.1. Kavram ve Özellikler

Hibrit mahkemeler, hem ulusal hem uluslararası unsurları bir araya getirir. Yetkilerini çoğu zaman BM ile ev sahibi devlet arasındaki anlaşmadan alırlar.

Amaç, yerel adalet mekanizmasını güçlendirmek ve uluslararası standartları korumaktır.


D.2. Örnekler

Mahkeme Adı

Kuruluş Yılı

Kurucu Belge

Yargıladığı Suçlar

Türkiye’nin Tutumu

Sierra Leone Özel Mahkemesi

2002

BM–Sierra Leone Anlaşması

Savaş suçları, insanlığa karşı suçlar

Destek beyanı

Kamboçya Olağanüstü Mahkemesi (ECCC)

2003

Kamboçya yasası + BM anlaşması

Kızıl Kmer dönemi suçları

Gözlemci statüsü

Lübnan Özel Mahkemesi (STL)

2007

BM GK 1757

Başbakan Refik Hariri suikastı

Dolaylı destek

Kosova Uzmanlar Odası

2015

AB kararı

Savaş suçları

Tarafsız


Hukukİ Değerlendİrme :

Uluslararası yargı organlarının gelişimi, devlet egemenliği ile uluslararası hukukun üstünlüğü arasındaki dengeyi yeniden şekillendirmiştir. ICJ devletlerin rızasına dayanırken, ICC bireyleri hedef alan evrensel cezai sorumluluk kavramını yerleştirmiştir.

Türkiye bakımından ise uluslararası yargıya katılımda ihtiyatlı yaklaşım dikkat çekmektedir. Bu tutum, bir yandan egemenlik vurgusuna, diğer yandan uluslararası işbirliği ve hukukî meşruiyet arayışına dayanmaktadır.

Mahkemeler Arası Yetki ve Türkiye’nin Durumu (Tablo)

Mahkeme

Yargı Yetkisi

Türkiye’nin Statüsü

Örnek Dava / Tutum

ICJ

Devletler arası uyuşmazlık

Taraf, sınırlı yetki

Ege Kıta Sahanlığı (1978)

ICC

Bireysel cezai sorumluluk

İmzaladı, onaylamadı

Roma Statüsü (2001)

ICTY / ICTR

Ad hoc ceza mahkemeleri

Gözlemci

Siyasi destek

Hibrit Mahkemeler

Karma yargı organları

Gözlemci / Destekçi

STL, ECCC örnekleri

Gelecekte Türkiye’nin uluslararası yargı mekanizmalarına daha aktif katılımı, yumuşak güç kapasitesinin artmasına ve uluslararası hukuk sistemindeki ağırlığının pekişmesine katkı sağlayacaktır.


Dipnotlar ve Kaynakça:

  • Charter of the United Nations (1945), arts 92–96.

  • Statute of the International Court of Justice (1945), art 36.

  • Case Concerning the Aegean Sea Continental Shelf (Greece v Turkey) [1978] ICJ Rep 3.

  • Rome Statute of the International Criminal Court (1998), arts 5–8.

  • UNSC Res 827 (25 May 1993) UN Doc S/RES/827.

  • UNSC Res 955 (8 November 1994) UN Doc S/RES/955.



3. İNSAN HAKLARI MEKANİZMALARI

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan uluslararası insan hakları rejimi, bireyi uluslararası hukukun öznesi hâline getirmiştir. Birleşmiş Milletler Şartı (1945) ve 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insan onurunun korunması fikrini evrensel bir norm hâline getirmiştir.

Bu süreçte bireysel başvuru hakkı, devletlerin keyfî davranışlarını sınırlayan ve uluslararası denetime tabi kılan en önemli yeniliktir. İnsan hakları koruma mekanizmaları bugün hem evrensel (BM sisteminde) hem de bölgesel düzeyde işlerlik kazanmıştır.


A. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI MEKANİZMALARI

A.1. BM İNSAN HAKLARI KONSEYİ (UNHRC)

BM İnsan Hakları Konseyi, BM Genel Kurulu’nun 60/251 sayılı kararıyla 2006 yılında kurulmuştur. 47 üye devletten oluşur ve evrensel periyodik inceleme (UPR), özel raportörler ve çalışma grupları aracılığıyla denetim yapar.

Konsey, insan haklarının ihlal edildiği durumlarda karar ve tavsiye niteliğinde raporlar kabul eder. Bu raporlar “soft law” niteliğinde olmakla birlikte, devletler üzerinde siyasi ve diplomatik baskı oluşturur.

Türkiye’nin Katılımı ve İnceleme DöngüleriTürkiye, Konsey üyesi olarak 2009–2011 ve 2014–2017 dönemlerinde görev yapmıştır.UPR incelemelerinde Türkiye’ye yöneltilen temel eleştiriler şunlardır:

  • İfade ve basın özgürlüğü kısıtlamaları,

  • Uzun tutukluluk süreleri,

  • Kadın ve çocuk haklarında uygulama eksiklikleri.

A.1.2. BM Antlaşma Organları (Treaty Bodies)

BM insan hakları sözleşmelerine taraf olan devletler, bu sözleşmelerin denetim organlarına periyodik rapor sunmakla yükümlüdür. Ayrıca bireysel başvuru mekanizmaları da mevcuttur.

Komite

Dayanak Belge

Türkiye’nin Taraf Olma Durumu

Bireysel Başvuru Hakkı

İnsan Hakları Komitesi (HRC)

Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR, 1966)

Taraf (2003)

Hayır (1 No’lu Ek Protokol onaylanmadı)

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi (CESCR)

ICESCR (1966)

Taraf (2003)

Hayır

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi (CEDAW)

CEDAW (1979)

Taraf (1985)

Evet (2002)

İşkenceye Karşı Komite (CAT)

CAT (1984)

Taraf (1988)

Evet

Çocuk Hakları Komitesi (CRC)

CRC (1989)

Taraf (1995)

Evet

Engelli Hakları Komitesi (CRPD)

CRPD (2006)

Taraf (2009)

Evet

A.1.3. Genel Sekreterlik ve Özel Prosedürler

BM Genel Sekreteri, insan hakları alanında rapor hazırlama, ihlalleri gündeme getirme ve kriz bölgelerinde arabuluculuk yapma görevlerine sahiptir.Ayrıca 45’ten fazla özel raportör ve tematik çalışma grubu, ülke ziyaretleri ve tematik raporlar yoluyla insan haklarını izler (örneğin ifade özgürlüğü, keyfî tutuklama, yargısız infaz gibi).

B. BÖLGESEL İNSAN HAKLARI MEKANİZMALARI

B.1. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM)

AİHM, 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) uyarınca kurulmuş, Avrupa Konseyi bünyesinde yer alan en gelişmiş insan hakları yargı organıdır.

Mahkeme, bireylerin devletlerine karşı başvuruda bulunabildiği ilk yargısal mekanizma olması bakımından devrim niteliğindedir.

Türkiye’nin Durumu

Türkiye, AİHS’yi 1954’te onaylamış, bireysel başvuru hakkını 1987’de, Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini ise 1990’da tanımıştır.

AİHM nezdinde Türkiye, bugüne kadar en çok başvuru yapılan ülkelerden biridir.

Dönem

Yapılan Başvuru Sayısı

İhlal Kararı Sayısı

En Sık İhlal Edilen Haklar

1959–2000

5.000+

1.800+

Adil yargılanma, ifade özgürlüğü, işkence yasağı

2001–2020

30.000+

3.000+

Mülkiyet hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı

2021–2024

20.000+

400+

Tutuklama, basın özgürlüğü, seçim hakları

AİHM içtihadı, Türkiye’nin hukuk sisteminde anayasa değişikliklerine ve yargı reformlarına doğrudan etkide bulunmuştur (örneğin, Loizidou v. Turkey (1996), Demirtaş v. Turkey (No. 2) (2020)).

B.2. AMERİKA İNSAN HAKLARI SİSTEMİ

Amerika kıtasında insan haklarını koruma sistemi, Amerika İnsan Hakları Sözleşmesi (1969) ve iki organ üzerine kuruludur:

  • Amerika İnsan Hakları Komisyonu (IACHR)

  • Amerika İnsan Hakları Mahkemesi (IACtHR)

Türkiye taraf değildir; ancak bu sistem, AİHM modelinin oluşumuna ilham vermiştir. Özellikle Velásquez Rodríguez v. Honduras (1988) kararı, devletin “negatif” ve “pozitif” yükümlülükleri ayrımını şekillendirmiştir.

B.3. AFRİKA İNSAN HAKLARI VE HALKLARIN HAKLARI MAHKEMESİ (AFCHPR)

Afrika Birliği tarafından 1998’de kurulmuş, 2004’te faaliyete geçmiştir. Dayanak belge Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı’dır (1981).

Bu mahkeme, bölgesel ölçekte bireysel başvuru kabul eden ikinci sistemdir.Türkiye gözlemci statüsünde olup, Afrika ülkeleriyle insan hakları diyaloğu yürütmektedir.

Bölgesel Mekanizmalar Arası Karşılaştırmalı Tablo

Mahkeme / Kurum

Hukuki Dayanak

Üye / Taraf Ülkeler

Bireysel Başvuru

Türkiye’nin Statüsü

AİHM

AİHS (1950)

46

Evet

Taraf (1987/1990)

IACtHR

AİHS (1969)

23

Evet

Taraf değil

AfCHPR

Afrika Şartı (1981)

30+

Evet

Gözlemci

BM İnsan Hakları Komitesi

ICCPR (1966)

170+

Evet (1 No’lu Protokol)

Taraf ama bireysel başvuru yok

Genel Değerlendirme ve Türkiye’nin Konumu

Türkiye, hem Avrupa Konseyi sisteminde aktif bir üye hem de BM mekanizmalarında düzenli rapor sunan bir devlettir. Bununla birlikte, bireysel başvuru yollarının yoğun kullanımı, iç hukukta anayasa şikâyeti mekanizmasının (2010) kabulünü teşvik etmiştir.

Türkiye, AİHM kararlarını büyük oranda uygulamakla birlikte, bazı yapısal sorunlarda (örneğin uzun tutukluluk, ifade özgürlüğü, seçilme hakkı) tekrar eden ihlallerle karşı karşıyadır.

Evrensel düzeyde, BM özel prosedürlerine verdiği yanıt oranı artmış; İşkence Komitesi ve CEDAW önünde ise bireysel başvurular artış göstermiştir.


Dipnotlar ve Kaynakça:

  • Charter of the United Nations (1945), arts 1–2.

  • Universal Declaration of Human Rights (1948).

  • UNGA Res 60/251 (15 March 2006) UN Doc A/RES/60/251.

  • International Covenant on Civil and Political Rights (1966) 999 UNTS 171.

  • European Convention on Human Rights (1950) 213 UNTS 221.

  • Loizidou v Turkey (Preliminary Objections) (1995) 20 EHRR 99.

  • Demirtaş v Turkey (No 2) App no 14305/17 (ECtHR, 22 December 2020).

  • American Convention on Human Rights (1969).

  • African Charter on Human and Peoples’ Rights (1981).



4. UZMANLIK VE TEKNİK KURULUŞLAR


Birleşmiş Milletler sisteminde, “uzmanlık kuruluşları” terimi, BM Şartı’nın 57 ve 63. maddelerinde tanımlanır. Bu kuruluşlar, BM ile “özel anlaşmalar” yaparak ekonomik, sosyal, kültürel, eğitimsel, sağlık ve mali alanlarda görev üstlenir. Her biri uluslararası tüzel kişiliğe sahip olup, kendi üyelik, bütçe ve karar organlarıyla işlev görür.

BM Şartı’nın 63. maddesi uyarınca, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC), bu kuruluşlarla koordinasyonu sağlar. Bu yapı, BM’nin teknik konularda merkezi koordinasyon yerine adem-i merkeziyetçi bir ağ olarak işlediğini gösterir.


4.A. Başlıca Uzmanlık Kuruluşları

4.A.1. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)

1919’da Versailles Antlaşması’yla kurulmuş, 1946’da BM’nin ilk uzmanlık kuruluşu olmuştur.ILO, üçlü yapı (tripartite) ilkesine dayanır: hükümet, işçi ve işveren temsilcileri eşit şekilde yer alır.Temel belgelerinden biri 1944 Philadelphia Bildirgesi’dir.

ILO’nun normatif faaliyetleri, uluslararası sözleşmeler ve tavsiyeler yoluyla yürütülür.Türkiye, 1932’de üye olmuş ve bugüne kadar 60’tan fazla sözleşmeyi onaylamıştır.Bunlardan en önemlileri:

  • 87 No’lu Sendika Özgürlüğü Sözleşmesi (1952)

  • 98 No’lu Örgütlenme Hakkı Sözleşmesi (1952)

  • 29 No’lu Zorla Çalıştırma Sözleşmesi (1998 yeniden onay)

ILO denetim sistemi, devlet raporları, şikâyet prosedürleri ve Uzmanlar Komitesi incelemelerinden oluşur.

4.A.2. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)

UNESCO, 1945’te kurulmuş ve “barışın zihinlerde inşası” misyonunu taşır. Faaliyet alanları: eğitim, kültürel miras, bilim, iletişim ve bilgi özgürlüğü. Türkiye, kurucu üyeler arasındadır.UNESCO nezdinde Türkiye, Dünya Miras Listesi, Somut Olmayan Kültürel Miras, Küresel Eğitim Programları gibi mekanizmalarda aktif yer alır. Bugün itibarıyla Türkiye’den 21 alan, UNESCO Dünya Miras Listesi’ndedir (örneğin, Göreme Milli Parkı, Efes, Divriği Ulu Camii).

4.A.3. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)

1948’de kurulmuş, merkezi Cenevre’dedir. WHO’nun temel işlevleri: salgın yönetimi, sağlık standartlarının belirlenmesi, aşılama programları, uluslararası sağlık yönetmelikleri.COVID-19 pandemisi, WHO’nun küresel yönetişimdeki rolünü yeniden gündeme getirmiştir.

Türkiye, 1949’da üye olmuştur ve DSÖ Avrupa Bölge Ofisi içinde yer alır. Türkiye, COVID-19 döneminde DSÖ’nün COVAX girişimine, aşı paylaşım sistemine ve pandemi hazırlık anlaşması müzakerelerine aktif katkıda bulunmuştur.

4.A.4. Dünya Ticaret Örgütü (WTO)

WTO, 1995’te GATT sisteminin yerini alarak kurulmuştur. Görevleri arasında ticaretin serbestleştirilmesi, ticaret uyuşmazlıklarının çözümü ve ticaret politikalarının denetimi yer alır. WTO’nun Uyuşmazlık Çözüm Organı (DSB), bağlayıcı kararlar verebilen yargısal bir nitelik taşır.

Türkiye, kurucu üye olarak WTO içinde yer alır. Türkiye’ye ilişkin davalar genellikle tarife politikaları, çelik ve tekstil ürünleri, korunma önlemleri gibi konularda olmuştur. Ayrıca Türkiye, Gümrük Birliği nedeniyle AB ile paralel ticaret yükümlülükleri taşır.

4.A.5. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA)

1957’de Viyana’da kurulmuştur; amacı nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını denetlemektir. IAEA, hem teknik yardım sağlayan hem de denetim (safeguards) sistemi yürüten hibrit bir örgüttür. Türkiye 1957’den beri üye olup, Ajans’ın güvenlik standartlarını Akkuyu Nükleer Santrali projesine entegre etmiştir. Türkiye ayrıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) taraftır (1980).

4.A.6. Uluslararası Polis Teşkilatı (INTERPOL)

1923’te Viyana’da kurulmuş, 1946’da yeniden yapılandırılarak BM sistemiyle işbirliği anlaşması imzalamıştır. INTERPOL’ün temel görevi, uluslararası suçla mücadele ve veri paylaşımıdır. Kırmızı Bülten sistemi, üye devletlerin adli iş birliğini kolaylaştırır.

Türkiye, 1930’lardan bu yana INTERPOL üyesidir ve Ankara’da Ulusal Merkez Bürosu (NCB) bulunmaktadır. Son yıllarda Türkiye’nin INTERPOL nezdinde geri gönderme talepleri ve kırmızı bülten itirazları gündeme gelmiştir.

4.A.7. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Grubu

IMF

1944 Bretton Woods Konferansı sonucunda kurulmuştur.

Amaç: uluslararası parasal işbirliği, döviz istikrarı ve kısa vadeli finansman sağlamak.Türkiye 1947’den beri üyedir ve 19.5 milyar SDR (yaklaşık 25 milyar USD) kota payına sahiptir (2024 itibarıyla). Türkiye, IMF ile tarih boyunca 19 stand-by düzenlemesi yapmıştır.

Dünya Bankası

Dünya Bankası Grubu (IBRD, IDA, IFC, MIGA, ICSID) aracılığıyla uzun vadeli kalkınma finansmanı sağlar. Türkiye, özellikle enerji, altyapı, yeşil dönüşüm ve sosyal kalkınma projelerinde önemli krediler kullanmıştır.

Dünya Bankası portföyünde Türkiye, üst-orta gelirli ülkeler arasında en büyük ortaklıklardan biridir.

Türkiye’nin Katılım ve Katkı Düzeyi Tablosu

Kuruluş

Kuruluş Yılı

Türkiye’nin Katılımı

Faaliyet Alanı

Türkiye’nin Rolü / Katkısı

ILO

1919

1932

Çalışma hakları

60+ sözleşme onayı, aktif katılım

UNESCO

1945

1946

Eğitim, kültür

21 miras alanı, aktif proje ortağı

WHO

1948

1949

Halk sağlığı

COVAX ve salgın yönetimi katkısı

WTO

1995

Kurucu

Ticaret

DSB’de taraf ve gözlemci roller

IAEA

1957

Kurucu

Nükleer enerji

Akkuyu denetimi, NPT tarafı

INTERPOL

1923

1930’lar

Güvenlik

NCB Ankara, uluslararası işbirliği

IMF

1944

1947

Finans

19 stand-by, aktif kota katkısı

Dünya Bankası

1944

1947

Kalkınma

Büyük ölçekli kredi ve proje ortağı

Genel Değerlendirme

Uzmanlık kuruluşları, BM’nin teknik kapasitesini oluşturan uygulama kollarıdır.Türkiye, bu örgütlerin neredeyse tamamına üyedir ve bazı alanlarda (ILO, UNESCO, WHO) aktif politika üretici konumundadır.

Bununla birlikte, IMF ve Dünya Bankası bağlamında ekonomik bağımlılık ve yapısal reform koşulları, Türkiye açısından zaman zaman egemenlik tartışmalarını gündeme getirmiştir.

Günümüzde, Türkiye’nin katkısı ikili kalkınma yardımları (TİKA) ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri (SDG) çerçevesinde artarak devam etmektedir.


Dipnotlar ve Kaynakça:

  • Charter of the United Nations (1945), arts 57–63.

  • Constitution of the International Labour Organization (1919).

  • UNESCO Constitution (1945).

  • WHO Constitution (1946).

  • Marrakesh Agreement Establishing the World Trade Organization (1994).

  • Statute of the International Atomic Energy Agency (1956).

  • Articles of Agreement of the International Monetary Fund (1944).

  • World Bank Annual Report (2024).

  • INTERPOL Constitution (1956).



5. BÖLGESEL KURUMLAR VE TAHKİM ORGANLARI

Küresel yönetişimin önemli tamamlayıcı unsurları arasında bölgesel örgütler ve tahkim kurumları yer alır. Birleşmiş Milletler Şartı’nın 52. maddesi, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında bölgesel düzenlemelerin rolünü açıkça tanır. Bu düzenlemeler, hem bölgesel güvenlik mimarisinin güçlendirilmesine hem de uyuşmazlıkların barışçıl çözümüne katkıda bulunur. Türkiye’nin Avrupa-Atlantik, Avrupa ve Avrasya coğrafyalarındaki aktif konumu; Avrupa Konseyi, AGİT ve NATO gibi örgütlerle olan ilişkilerinde, ayrıca ICSID ve Daimî Tahkim Mahkemesi (PCA) gibi kurumlarda oynadığı rol üzerinden açıkça görülmektedir.

5.1. Avrupa Konseyi

1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi, Avrupa’da insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini teşvik etmek üzere kurulmuştur. Merkezi Strasbourg’dadır ve 46 üye devleti kapsar. Türkiye, 1949’da kurucu üye olarak katılmıştır. Konsey’in en önemli yargısal organı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’dir.

Avrupa Konseyi, Avrupa hukuk düzenine doğrudan etki eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve ek protokoller aracılığıyla, bölgesel düzeyde bağlayıcı insan hakları denetimi mekanizması yaratmıştır. Türkiye, AİHM yargısına bireysel başvuru hakkını 1987’de tanımış, Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul etmiştir.

Avrupa Konseyi’nin Türkiye açısından önemi, yalnızca AİHM kararlarının uygulanmasıyla sınırlı olmayıp, yargı reformu, demokratikleşme ve kamu yönetimi standartları bakımından da belirleyicidir.

5.2. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)

AGİT, 1975 Helsinki Nihai Senedi’nden doğan ve 1994 Budapeşte Zirvesi’nde kurumsallaşan bir örgüttür. Katılımcı devletlerin güvenlik, insan hakları ve ekonomi alanlarında iş birliğini hedefler. Türkiye, kuruluşundan itibaren etkin bir üyesidir.

AGİT’in hukuki bağlayıcılığı zayıf (“soft law”) olmakla birlikte, ürettiği normatif belgeler, seçim güvenliği, azınlık hakları ve basın özgürlüğü alanlarında fiilen etkili olmuştur. Türkiye, seçim gözlemleri ve bölgesel istikrar misyonlarına aktif katkı sunmaktadır.

AGİT’in kararları konsensüs esasıyla alınır; bu durum, örgütü politik diyalog platformu hâline getirmiştir.

5.3. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO)

5.3.1. Kuruluş, Amaç ve Hukuki Dayanak

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), 4 Nisan 1949 tarihinde Washington Antlaşması ile kurulmuştur. Antlaşmanın temel amacı, üye devletlerin kolektif savunma ilkesi uyarınca karşılıklı güvenliklerini sağlamak ve uluslararası barışa katkıda bulunmaktır.

Antlaşmanın 5. maddesi uyarınca, herhangi bir müttefike karşı yapılan silahlı saldırı, tüm üyelere yapılmış sayılır ve ortak savunma yükümlülüğü doğurur. Bu madde, NATO’nun en temel bağlayıcı hükmü olarak kabul edilir.

Hukuki olarak NATO, bölgesel savunma örgütü niteliğindedir ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesinde düzenlenen meşru müdafaa hakkı temelinde faaliyet gösterir. NATO’nun kararları oybirliği (consensus) esasıyla alınır ve Antlaşma’nın 4. maddesi, üyelere güvenlik tehditleri konusunda istişare hakkı tanır.

5.3.2. Kurumsal Yapı

NATO’nun karar alma ve uygulama mekanizmaları şu şekilde yapılandırılmıştır:

Organ

Görev

Karar Alma Biçimi

Merkez

Kuzey Atlantik Konseyi (NAC)

En üst karar organı; dışişleri, savunma bakanları veya daimi temsilciler düzeyinde toplanır.

Oybirliği

Brüksel

Askerî Komite

Stratejik askerî planlama ve tavsiye.

Oybirliği

Brüksel

Uluslararası Personel ve Sekretarya

Politik koordinasyon, stratejik belgeler, ilişkiler.

Oybirliği

Brüksel

Müttefik Dönüşüm Komutanlığı (ACT)

Eğitim, doktrin ve inovasyon faaliyetleri.

Oybirliği

Norfolk (ABD)

Müttefik Operasyonlar Komutanlığı (ACO)

Operasyonel komuta ve yürütme.

Oybirliği

Mons (Belçika)

NATO’nun kurumsal bünyesinde ayrıca Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi (Estonya), Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi (Türkiye) ve NATO Savunma Koleji (İtalya) gibi çok sayıda uzmanlık birimi yer almaktadır.

5.3.3. Üyelik Gelişimi ve Üye Devletler (2025 itibarıyla)

NATO, kuruluşundan bu yana 32 üyeye ulaşmıştır. Üyelik dalgaları Avrupa’daki güvenlik dinamiklerini yansıtır. Aşağıda tarih sırasına göre üyelik süreci yer almaktadır:

Katılım Yılı

Üye Devletler

1949 (Kurucu Üyeler)

ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Kanada, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, Norveç, İzlanda, Portekiz, İtalya

1952

Yunanistan, Türkiye

1955

Almanya (Batı Almanya, birleşmeden sonra Almanya)

1982

İspanya

1999 (1. Genişleme)

Polonya, Çekya, Macaristan

2004 (2. Genişleme)

Estonya, Letonya, Litvanya, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan, Romanya

2009

Arnavutluk, Hırvatistan

2017

Karadağ

2020

Kuzey Makedonya

2023

Finlandiya

2024

İsveç

Toplam: 32 Üye Devlet

NATO’nun genişlemesi, Avrupa güvenlik mimarisinin doğuya doğru kaymasını beraberinde getirmiştir. Bu süreç, özellikle Rusya Federasyonu ile ilişkilerde jeopolitik gerilimlere neden olmuştur.

5.3.4. Türkiye’nin NATO’daki Yeri ve Rolü

Türkiye, 18 Şubat 1952 tarihinde NATO’ya üye olmuştur. Bu üyelik, Türkiye’nin Batı ittifakıyla bütünleşmesinin sembolüdür.

Türkiye’nin rolü üç düzeyde değerlendirilebilir:

  • Stratejik Konum: Türkiye, NATO’nun güneydoğu kanadında yer alır. Karadeniz, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e açılan konumu nedeniyle NATO’nun erken uyarı ve savunma sistemlerinin kilit unsurlarından biridir.

  • Operasyonel Katkı: Türkiye, Balkanlar, Afganistan ve Irak’ta yürütülen NATO operasyonlarına düzenli olarak kara, hava ve deniz unsurlarıyla katılmıştır. ISAF (Afganistan), KFOR (Kosova) ve Sea Guardian (Akdeniz Güvenlik Harekâtı) misyonlarında aktif görev üstlenmiştir.

  • Savunma Harcamaları ve Katkı Payı: Türkiye’nin 2024 itibarıyla NATO savunma bütçesine katkısı %1,5’tir. Ayrıca savunma harcamaları GSYH’nin %1,6’sını aşmıştır; NATO hedefi olan %2’ye yakın bir seviyededir.

Türkiye, NATO içinde özellikle enerji güvenliği, terörle mücadele, göç yönetimi, siber savunma ve savunma sanayii iş birliği konularında öne çıkan girişimlerde bulunmaktadır.Ankara’daki NATO Mükemmeliyet Merkezi, “Barış İçin Ortaklık Eğitim Merkezi” olarak ittifak ülkelerine ve ortak devletlere askerî eğitim sağlamaktadır.

5.3.5. NATO’nun Güncel Stratejik Çerçevesi (2022 Madrid Stratejik Konsepti)

2022 Madrid Zirvesi’nde kabul edilen yeni stratejik konsept, NATO’nun tehdit algısını ve önceliklerini güncellemiştir. Belgede şu hususlar öne çıkar:

  • Rusya, “ittifaka yönelik en önemli doğrudan tehdit” olarak tanımlanmıştır.

  • Çin, “sistemik meydan okuma” olarak nitelendirilmiştir.

  • Siber saldırılar, dezenformasyon, uzay ve iklim güvenliği yeni güvenlik alanları olarak tanımlanmıştır.

  • Güney kanadındaki istikrarsızlık (Suriye, Libya, Sahel) ve terör tehdidi, Türkiye’nin güvenlik öncelikleriyle doğrudan örtüşmektedir.

Bu çerçevede Türkiye, NATO’nun “Güney Stratejisi”nin oluşumunda başat aktörlerden biridir. Türkiye’nin bölgesel güvenlik politikaları (örneğin Karadeniz Tahıl Koridoru, Suriye sınır güvenliği) NATO’nun kriz yönetimi anlayışıyla bütünleşmektedir.


5.3.6. NATO Kararları ve Türkiye’nin Katılımı

NATO kararları bağlayıcı olmasa da siyasi olarak güçlü bir yönlendirme etkisine sahiptir. Türkiye, aşağıdaki temel konularda aktif şekilde rol oynamıştır:

Yıl

Karar veya Girişim

Türkiye’nin Katkısı

2001

11 Eylül saldırıları sonrası 5. madde uygulaması

Afganistan operasyonuna katkı, komuta görevi

2011

Libya müdahalesi (Operation Unified Protector)

Deniz kuvvetleri desteği

2016

NATO-AB İşbirliği Bildirgesi

Göç ve sınır güvenliği gündemine katkı

2022

Madrid Stratejik Konsepti

Güney kanadında terörle mücadele vurgusu

2023

Finlandiya ve İsveç üyelik süreçleri

Onay sürecinde diplomatik denge rolü

5.3.7. Değerlendirme

NATO, Türkiye’nin güvenlik mimarisinin temel direğini oluşturmaktadır. Türkiye’nin ittifak içindeki konumu, coğrafi strateji, operasyonel katkı, politik müzakere gücü ve savunma sanayii kapasitesi unsurlarıyla belirlenir.

Bununla birlikte, zaman zaman yaşanan çıkar farklılıkları (örneğin Suriye politikası, savunma sanayi yaptırımları, üye dayanışması tartışmaları) NATO-Türkiye ilişkilerinde gerilim yaratmaktadır. Ancak 2020 sonrası dönemde, Türkiye’nin çok taraflı diplomasiye dönüşü ve Karadeniz güvenliği bağlamında NATO ile uyumlu politikaları, ittifak içindeki rolünü yeniden güçlendirmiştir.

5.4. Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi (ICSID)

ICSID, 1965 tarihli Washington Sözleşmesi ile kurulmuştur ve Dünya Bankası Grubu’na bağlıdır. Görevi, yatırımcı ile ev sahibi devlet arasındaki uyuşmazlıkları çözmektir. Türkiye, 1987 yılında ICSID Sözleşmesi’ne taraf olmuştur.

ICSID tahkimine başvurular genellikle yatırımcı-devlet sözleşmeleri, ikili yatırım anlaşmaları (BITs) veya ulusal mevzuat hükümlerine dayanır. Türkiye aleyhine ICSID nezdinde açılmış çok sayıda dava bulunmuş, bazıları dostane çözümle sonuçlanmıştır (örneğin PSEG Global v. Turkey, 2004).

ICSID kararları kesindir ve taraf devletlerin iç hukuklarında “icra kabiliyeti yüksek uluslararası tahkim kararları” olarak tanınır (ICSID Convention, Art. 54).

5.5. Daimî Tahkim Mahkemesi (PCA)

PCA, 1899 Lahey Barış Konferansı sonucunda kurulmuştur. Devletler, uluslararası örgütler ve özel taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde hizmet sunar. Türkiye, 1907 tarihli Lahey Sözleşmesi’ne taraftır.

PCA’nın yargılaması ad hoc niteliğindedir; tarafların kabulüne bağlı olarak özel tahkim kurulları oluşturulur. Türkiye’nin doğrudan taraf olduğu PCA dosyası sınırlı sayıdadır; ancak Türk şirketleri zaman zaman dolaylı taraf sıfatıyla süreçlerde yer almıştır.

PCA, özellikle deniz sınırlandırmaları, enerji anlaşmazlıkları ve insan haklarıyla ilişkili tahkim konularında etkinlik kazanmıştır.

Türkiye’nin Bölgesel Kurum ve Tahkim Organlarındaki Rolü

Türkiye, hem bölgesel örgütlerde hem de tahkim kurumlarında aktif katılım sergilemektedir. Aşağıdaki tablo, Türkiye’nin bu kurumlar nezdindeki statüsünü özetlemektedir:

Kurum / Örgüt

Kuruluş Yılı

Türkiye’nin Katılımı

Yetki Alanı

Türkiye’nin Rolü

Avrupa Konseyi

1949

Kurucu Üye

İnsan hakları, hukuk devleti

AİHM yargı yetkisini kabul eden ilk ülkelerden

AGİT

1975/1994

Kurucu Katılımcı

Güvenlik, insan hakları, ekonomi

Seçim gözlemi, diyalog platformu

NATO

1949

1952’de Katılım

Kolektif savunma

Güneydoğu kanadı, operasyonel katkı

ICSID

1965

1987’de Katılım

Yatırım uyuşmazlıkları

Davalı devlet konumunda aktif taraf

PCA

1899

1907’de Katılım

Devletlerarası tahkim

Sınırlı ancak sembolik katılım

Değerlendirme :

Bölgesel örgütler ve tahkim organları, uluslararası hukukta tamamlayıcı işlev görür. Türkiye’nin bu yapılarla ilişkisi, çok yönlü dış politika anlayışının yansımasıdır. Avrupa Konseyi ve AGİT, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde belirleyici olurken; NATO, ülkenin güvenlik doktrinini şekillendirmiştir. ICSID ve PCA gibi tahkim kurumları ise Türkiye’nin yatırım hukukuna uyum kapasitesini geliştirmiştir.

Bununla birlikte, AİHM kararlarının uygulanması, AGİT yükümlülüklerinin içselleştirilmesi ve ICSID davalarına ilişkin şeffaflık politikaları gibi alanlarda ilerleme ihtiyacı devam etmektedir.


Dipnotlar ve Kaynakça:

  • European Council, Council of Europe Factsheet: Turkey’s Participation and Human Rights Commitments (2024).

  • OSCE, Helsinki Final Act and Institutional Reports 2023 (Vienna, OSCE Secretariat, 2023).

  • NATO, Annual Report 2024 (Brussels, 2024).

  • ICSID, Case Database: PSEG Global Inc. v. Republic of Turkey (ARB/02/5) (2004).

  • Permanent Court of Arbitration, Annual Report 2023 (The Hague, PCA Secretariat, 2023).



6. UYGULAMA VE YAPTIRIM MEKANİZMALARI

6.1. Uluslararası Hukukun Uygulama Sorunu ve Normatif Çerçeve

Uluslararası hukukun en belirgin zayıflığı, merkezi bir icra organından yoksun oluşudur. Devletlerin egemen eşitliği ilkesi uyarınca, her devlet kendi rızasıyla yükümlülük altına girer; bu durum BM Şartı’nın 2(1) ve 2(7) maddelerinde açıkça vurgulanır.

Uluslararası yükümlülüklerin iç hukukta uygulanması noktasında devletler arasında monist ve dualist sistem ayrımı önem taşır.

Türkiye, Anayasa m. 90/son hükmüyle, “usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi hâlinde milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” diyerek yarı-monist bir sistem benimsemiştir. Ancak uygulamada yargı organlarının uluslararası yükümlülükleri yorumlarken tereddüt yaşadığı vakalar görülmektedir.

6.2. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yaptırımları

6.2.1. Hukuki Temel

BM Şartı’nın VII. Bölümü (m. 39–51), uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edilmesi, bozulması veya saldırı fiilinin varlığı hâlinde Güvenlik Konseyi’ne geniş takdir yetkisi tanır.

Madde 39: Konsey, barışın tehdit edildiğine veya bozulduğuna ya da bir saldırı fiiline karar verir ve hangi önlemlerin alınacağına hükmeder.

Madde 41: “Silahlı kuvvet kullanılmasını içermeyen” önlemler—ekonomik, diplomatik, mali veya ulaşım kısıtlamaları—öngörülür.

Madde 42 ise bu önlemlerin yetersiz kalması hâlinde devreye girer ve askeri kuvvet kullanımını açıkça düzenler:

“Güvenlik Konseyi, Madde 41 uyarınca öngörülen önlemlerin yetersiz kalması veya yetersiz kalacağının anlaşılması hâlinde, hava, deniz veya kara kuvvetleri aracılığıyla gerekli saydığı eylemleri gerçekleştirebilir. Bu eylemler, gösteri uçuşlarını, ablukaları veya Birleşmiş Milletler Üyelerinin hava, deniz veya kara kuvvetleri tarafından yapılacak diğer operasyonları kapsayabilir.”

Bu hüküm, Konsey’in kolektif güvenlik sisteminin en uç aşamasını temsil eder. Fiilî uygulamada, madde 42 çerçevesinde askeri güç kullanımı genellikle üyelerin rızasıyla oluşturulan “koalisyon güçleri” veya yetki devri modelleri (örneğin Kore 1950, Körfez 1991, Libya 2011) aracılığıyla yürütülmüştür.

Madde 42 kararları, uluslararası hukukta zorlayıcı (enforcement action) niteliktedir; ancak daimi üyelerin veto hakkı nedeniyle bu maddeye dayalı doğrudan askeri müdahale kararları oldukça sınırlıdır.


BM Şartı’nın VII. Bölümü (md. 39–51), uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edilmesi, bozulması veya saldırı fiilinin varlığı hâlinde Güvenlik Konseyi’ne geniş yetkiler tanır.

Madde 41, askeri olmayan önlemleri (ekonomik, diplomatik, mali yaptırımlar); madde 42 ise askeri kuvvet kullanımını düzenler.

Bu çerçevede Güvenlik Konseyi yaptırımları dört ana kategoriye ayrılır:

  • Kapsamlı ekonomik ambargolar (örneğin Irak 1990)

  • Hedefe yönelik (targeted / smart) yaptırımlar – birey, grup veya kuruluş bazlı

  • Silah ambargosu, seyahat yasağı, malvarlığı dondurma, diplomatik ilişkilerin kesilmesi

  • Askeri güç kullanımı

6.2.2. Kapsamlı Yaptırım Örnekleri

Irak (1990–2003)S/RES/661 (1990) ile başlayan yaptırımlar, modern uluslararası hukukun en uzun süreli ekonomik ambargosudur. 12 yıl boyunca ticari, mali ve insani boyutta derin etki yaratmış; 2003 sonrası Oil-for-Food programı dahi eleştirilerle anılmıştır.

Eski Yugoslavya (1991–1996)S/RES/713 (1991) ile silah ambargosu, S/RES/757 (1992) ile ekonomik ve diplomatik yaptırımlar. Bu dönemde Konsey, uluslararası barışa tehdit kavramını “devlet içi çatışmalar”a da teşmil etmiştir.

Haiti (1993)S/RES/841 (1993) ile askeri rejime karşı petrol ve silah ambargosu. Bu karar, demokratik yönetime dönüşü sağlamak için kullanılan ilk ekonomik yaptırımlardan biridir.

Libya (1992–2003)S/RES/748 (1992) ve S/RES/883 (1993) ile uçuş yasağı ve mali dondurma tedbirleri. 2003’te Lockerbie davasının çözümü sonrası kaldırılmıştır.

Sudan (2004–)S/RES/1591 (2005) ile Darfur’daki insan hakları ihlalleri nedeniyle hedefli yaptırımlar.

İran (2006–2015)S/RES/1737 (2006), S/RES/1929 (2010) dâhil olmak üzere nükleer programı nedeniyle çok katmanlı yaptırımlar; 2015’te JCPOA (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) ile hafifletilmiştir.

Kuzey Kore (2006–)S/RES/1718 (2006), S/RES/2397 (2017) dâhil olmak üzere nükleer denemelere yanıt olarak en sıkı yaptırım rejimlerinden biri oluşturulmuştur.

Afganistan (1999–devam)S/RES/1267 (1999) ile Taliban’a yönelik bireysel yaptırımlar; 11 Eylül sonrası kapsam genişlemiştir.

Rusya Federasyonu (2022–) – Ukrayna’nın işgali üzerine S/RES/2623 (2022) kararı veto nedeniyle bağlayıcı yaptırım getirememiştir; ancak Genel Kurul ve çok taraflı girişimler (G7, AB) “eşdeğer yaptırım mekanizmaları” başlatmıştır.

📘 Tablo – BM Güvenlik Konseyi Yaptırımları (1945–2025 Arası Seçilmiş Örnekler)

Ülke / Durum

Karar No / Yıl

Yaptırım Türü

Süre / Kapsam

Türkiye’nin Tutumu

Irak

661 (1990)

Kapsamlı ekonomik ambargo

1990–2003

Tam uyum (BM listelerine dahil)

Yugoslavya

757 (1992)

Ekonomik, diplomatik

1992–1996

Katılım

Libya

748 (1992), 883 (1993)

Uçuş yasağı, mali dondurma

1992–2003

Uygulama sağlandı

Haiti

841 (1993)

Petrol ambargosu

1993–1994

Uyumlu

Sudan

1591 (2005)

Silah ambargosu, bireysel yaptırımlar

2005–

Uyumlu

İran

1737 (2006), 1929 (2010)

Nükleer yaptırımlar

2006–2015

Uygulama yürürlüğe kondu (6415 sayılı Kanun)

Kuzey Kore

1718 (2006), 2397 (2017)

Nükleer program yaptırımları

2006–

Aktif uyum

Afganistan

1267 (1999)

Bireysel yaptırımlar (Taliban, El-Kaide)

1999–

Uygulama devam ediyor

Rusya

2022 sonrası

Veto nedeniyle BM yaptırımı yok

-

AB yaptırımlarına kısmi uyum

6.2.3. Türkiye’de Uygulama Mekanizması

Türkiye’de BM yaptırımları 6415 sayılı “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun” ve MASAK Yönetmeliği üzerinden uygulanır. Kararlar Resmî Gazete’de ilan edilir ve Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda yürütülür.

6.3. Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) Kararlarının Uygulanması

ICJ kararlarının bağlayıcılığı, BM Şartı’nın 94. maddesi uyarınca sadece taraf devletler arasında geçerlidir. Ancak uygulama eksiklikleri, uluslararası hukukun yapısal zafiyetlerini yansıtır:

  • Nicaragua v. United States (1986) – ABD, ICJ kararını uygulamayı reddetmiş, Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisini kullanmıştır.

  • Bosnia and Herzegovina v. Serbia (2007) – soykırımın önlenmesi yükümlülüğü kararı, kısmen uygulanmıştır.

  • Türkiye, Ege Kıta Sahanlığı Davası (1978)’nda yargı yetkisini tanımayarak icra aşamasına geçilmemiştir.

6.4. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Yaptırım Yetkisi

Roma Statüsü uyarınca taraf devletler, Mahkeme ile tam işbirliği yapmakla yükümlüdür. Ancak Sudan – Ömer el-Beşir (2009) ve Rusya – Vladimir Putin (2023) tutuklama kararları, devlet işbirliğinin zayıflığını gözler önüne sermiştir.

Türkiye, Roma Statüsü’nü 2000 yılında imzalamış, fakat henüz onaylamamıştır. Bu nedenle Mahkeme kararlarının iç hukukta bağlayıcılığı yoktur; ancak soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar bakımından ius cogens niteliği gereği dolaylı etkisi vardır.

6.5. “Soft Law” ve Gayriresmî Uygulama Mekanizmaları

Soft law, bağlayıcı olmayan ama normatif etki yaratan ilkeler bütünüdür. BM Genel Kurulu kararları, bildirgeler, rehber ilkeler bu kapsamda değerlendirilir.

Örnekler:

  • BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948)

  • Paris İklim Anlaşması (2015) Uygulama Rehberi

  • BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri (2011)

Bu araçlar, devletlerin davranış biçimlerini şekillendirmekte; özellikle çevre, insan hakları ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında fiili bağlayıcılık kazanmaktadır.



📘 Tablo – Uluslararası Yaptırım ve Uygulama Mekanizmalarının Karşılaştırması

Mekanizma

Hukuki Niteliği

Bağlayıcılık Düzeyi

Uygulama Aracı

Türkiye’nin Konumu

BM Güvenlik Konseyi

Zorunlu (md.25)

Yüksek

6415 s. Kanun, MASAK Tebliğleri

Uyumlu

ICJ

Bağlayıcı (md.94)

Orta

Devlet rızası

Sınırlı katılım

ICC

Roma Statüsü

Yüksek (taraflar için)

Tutuklama, işbirliği

Taraf değil

Soft Law

Tavsiye

Düşük–Orta

Normatif baskı, diplomasi

Aktif katılım

Değerlendirme :

Uluslararası hukukta “uygulama” sorunu, egemenlik ilkesinin yarattığı yapısal boşlukla doğrudan ilişkilidir. Güvenlik Konseyi’nin yetkileri, veto sistemi nedeniyle sıklıkla tıkanmakta; ICJ ve ICC kararlarının icrası ise siyasal iradeye bağlı kalmaktadır.

Ancak soft law araçları, özellikle 21. yüzyılda “normatif etki” yaratarak bağlayıcılığın yerine “meşruiyet baskısını” koymuştur.

Türkiye bakımından, uluslararası yaptırımlara formel uyum yüksek olmakla birlikte, yargı kararlarının iç hukukta uygulanmasında zaman zaman Anayasa Mahkemesi–AİHM içtihat farklılıkları gözlenmektedir. Bu durum, uluslararası yükümlülüklerin uygulanmasında selective compliance eğilimini ortaya koymaktadır.


Dipnotlar ve Kaynakça:

  1. Charter of the United Nations (adopted 26 June 1945, entered into force 24 October 1945) 1 UNTS XVI.

  2. SC Res 661 (1990) UN Doc S/RES/661.

  3. SC Res 748 (1992) UN Doc S/RES/748.

  4. SC Res 1718 (2006) UN Doc S/RES/1718.

  5. Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and against Nicaragua (Nicaragua v United States of America) [1986] ICJ Rep 14.

  6. Rome Statute of the International Criminal Court (adopted 17 July 1998, entered into force 1 July 2002) 2187 UNTS 90.

  7. United Nations Human Rights Council, Guiding Principles on Business and Human Rights (2011).

  8. UNGA, Universal Declaration of Human Rights, UN Doc A/RES/217A(III) (1948).



7. TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ

7.1. Türkiye’nin Uluslararası Hukuk ve Kurumlara Katılımı

Türkiye, hem bölgesel hem de küresel düzeyde uluslararası kuruluşlara aktif üyeliğe sahiptir. Bu katılımın kapsamı, yaptırımların uygulanması, uluslararası adalet süreçleri, insan hakları mekanizmaları ve teknik/ekonomik kuruluşları içerir.

7.1.1. Birleşmiş Milletler ve Organlarına Katılım

  • Genel Kurul: Türkiye, 1945’ten itibaren üye. BM politikaları, barış ve güvenlik konularında aktif rol alıyor.

  • Güvenlik Konseyi: Geçici üyelikler: 1951–52, 1954–55, 1961–62, 2009–10. Türkiye, bu dönemde bölgesel krizlerde inisiyatif almıştır.

  • ECOSOC: Türkiye çeşitli teknik ve sosyal kalkınma konularında projelere katkı sağlıyor.

  • ICJ ve Uluslararası Tahkim: Türkiye, ICJ kararlarında taraf devlet sıfatıyla sınırlı katılım gösteriyor; Aegean Sea Continental Shelf Case önemli örneklerden biridir.

📘 Tablo 7.1 – Türkiye’nin BM Katılımı ve Etkinliği

Organ

Üyelik Türü

Türkiye’nin Katılım Dönemleri

Öne Çıkan Faaliyetler

Genel Kurul

Daimi Üye

1945–günümüz

Karar oyları, girişimler, öneriler

Güvenlik Konseyi

Geçici Üye

1951–52, 1954–55, 1961–62, 2009–10

Irak ve Körfez krizlerinde aktif rol

ECOSOC

Daimi/Geçici Üye

Sürekli

Kalkınma projeleri, sosyal politika raporları

ICJ

Taraf

1949–günümüz

Aegean Sea Continental Shelf Case, LaGrand Case etkisi

7.2. Uluslararası Yargı ve Adalet Kurumlarında Türkiye’nin Pozisyonu

  • ICJ: Türkiye, yargı yetkisini sınırlı tanımış, bazı davalarda taraf olmuş (ör. Aegean Sea Continental Shelf, LaGrand).

  • ICC: Roma Statüsü imzalanmış ancak onaylanmamış; bu nedenle ICC kararlarının iç hukukta doğrudan uygulanabilirliği yok.

  • Ad hoc Mahkemeler ve Hibrit Mahkemeler: Türkiye, ICTY ve ICTR süreçlerinde lojistik ve diplomatik destek sağlamış, gözlemci olarak katılım göstermiştir.

📘 Tablo 7.2 – Türkiye’nin Uluslararası Ceza ve Tahkim Katılımı

Mahkeme

Taraf / Katılım

Uygulama / Gözlemci Rolü

Öne Çıkan Katkılar

ICJ

Taraf / Kısıtlı

Hukuki yazışmalar, müzakereler

Aegean Sea Continental Shelf Case

ICC

İmzalamış, Onay Yok

Dolaylı etki

İnsanlığa karşı suçlar konusunda destekleyici açıklamalar

ICTY

Gözlemci

Lojistik, diplomasi

Balkan barış süreci desteği

ICTR

Gözlemci

Hukuki danışmanlık

Bölgesel barış ve adalet mekanizması

7.3. İnsan Hakları Mekanizmalarındaki Rol

  • AİHM: Türkiye, 1959’dan beri taraf; ihlaller ve içtihatlar yoluyla Avrupa hukuk sistemine katkı sağlıyor.

  • BM İnsan Hakları Konseyi: Türkiye, üye olarak çeşitli rapor ve önerilerde aktif rol oynuyor.

  • Afro-Amerikan İnsan Hakları Mekanizmaları: Türkiye gözlemci düzeyinde katılım sağlıyor, bölgesel işbirliği projelerinde danışmanlık veriyor.

📘 Tablo 7.3 – Türkiye’nin İnsan Hakları Mekanizmalarındaki Katılımı

Mekanizma

Üyelik Türü

Katılım Süresi

Öne Çıkan Faaliyetler

AİHM

Taraf Devlet

1959–günümüz

İçtihatlara uyum, ihlallerin değerlendirilmesi

BM İnsan Hakları Konseyi

Üye

2006–günümüz

Raporlar, öneriler, girişimler

Afrika ve Amerika İnsan Hakları Mahkemeleri

Gözlemci

2010’dan beri

Bölgesel işbirliği, danışmanlık

7.4. Uzmanlık ve Teknik Kuruluşlarda Katılım

Türkiye, ILO, UNESCO, WHO, IMF, Dünya Bankası, WTO, IAEA gibi kuruluşlara aktif katılım gösterir:

  1. Finansal katkılar, proje ortaklığı ve politika geliştirme

  2. Teknik ve bilimsel komitelerde temsil

  3. İnsan kaynakları ve uzman transferi

📘 Tablo 7.4 – Türkiye’nin Uzmanlık Kuruluşlarındaki Katılımı

Kuruluş

Üyelik / Katılım

Katkı Alanı

Örnek Projeler

ILO

Üye

İş hukuku, sosyal politika

İşçi hakları raporları

UNESCO

Üye

Eğitim, kültür

Dünya Mirası, kültürel miras projeleri

WHO

Üye

Sağlık politikaları

Salgın yönetimi ve sağlık reformları

IMF

Üye

Ekonomi ve finans

Ekonomik program danışmanlığı

Dünya Bankası

Üye

Kalkınma projeleri

Tarım ve altyapı projeleri

WTO

Üye

Ticaret ve gümrük

Uluslararası ticaret müzakereleri

IAEA

Üye

Nükleer güvenlik

Atom enerji projeleri

7.5. Bölgesel Kurumlar ve Türkiye’nin Rolü

  • Avrupa Konseyi: İnsan hakları ve demokratik standartlarda öncü rol

  • AGİT (OSCE): Barış ve güvenlik, erken uyarı mekanizmaları

  • NATO: Kolektif savunma ve askeri işbirliği

  • ICSID / PCA: Tahkim ve yatırım anlaşmazlıklarında aktif arabuluculuk

📘 Tablo 7.5 – Türkiye’nin Bölgesel Kurumlardaki Katılımı

Kurum

Üyelik

Rol / Katılım

Öne Çıkan Katkılar

Avrupa Konseyi

Üye

İnsan hakları, denetim

Demokratikleşme süreci destekleri

AGİT

Katılımcı

Barış ve güvenlik

Gözlemci ve arabulucu görevleri

NATO

Üye

Kolektif savunma

Askeri tatbikatlar, kriz yönetimi

ICSID

Taraf

Yatırım uyuşmazlığı

Tahkim süreçlerine aktif katılım

PCA

Taraf

Uluslararası tahkim

Arabuluculuk ve hukuki danışmanlık



***SONUÇ DEĞERLENDIRMESİ, GENEL YORUM:

Uluslararası hukuk kurumları, çağdaş uluslararası düzenin meşruiyet temelini oluşturan en önemli yapısal unsurlardır. Bu kurumlar aracılığıyla, devletlerin egemenlik alanları arasında doğan çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi, insan haklarının korunması, uluslararası suçların cezalandırılması ve küresel dayanışmanın kurumsallaşması hedeflenmektedir. Ancak 21. yüzyılın krizleri –savaşlar, soykırımlar, zorla yerinden edilmeler, çevresel felaketler ve kitlesel insan hakları ihlalleri– uluslararası hukukun yalnızca kurumsal değil, aynı zamanda bireysel düzeyde de sahiplenilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir.

Uluslararası hukuk mekanizmalarının etkin biçimde işlemesi, yalnızca devletlerin siyasi iradesine değil, aynı zamanda bu kurumların işleyişini bilen, uluslararası belgeleri yorumlayabilen, başvuru ve dava süreçlerini yürütebilen yetişmiş bireysel hukukçulara ve sivil aktörlere bağlıdır. Bu bağlamda, uluslararası hukuk alanında uzmanlaşmış bireylerin, yalnızca akademik düzeyde değil; aynı zamanda pratikte —örneğin BM İnsan Hakları Komitesi, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi veya özel soruşturma komisyonları nezdinde— etkin başvuru, temsil ve farkındalık çalışmaları yürütmeleri büyük önem taşımaktadır.

Bugün uluslararası hukuk, salt devletler arası bir diplomasi aracı olmanın ötesine geçmiş; bireyin ve sivil toplumun doğrudan öznesi olduğu, çok katmanlı bir adalet alanına dönüşmüştür. Bu dönüşüm, insan hakları, savaş suçları ve soykırım gibi alanlarda bireysel girişimlerin, belgelenmiş ihlallerin uluslararası mekanizmalara taşınmasının, raporlama, izleme ve hukukî süreç başlatma faaliyetlerinin değerini her zamankinden daha fazla artırmıştır.

Dolayısıyla, uluslararası hukukun geleceği yalnızca kurumların kapasitesine değil, bireysel bilinç ve sorumluluk düzeyinin gelişimine de bağlıdır. Bu çerçevede, hukukçuların, akademisyenlerin ve insan hakları savunucularının uluslararası hukuk mekanizmalarını tanıması, başvuru yollarını etkin kullanması ve hukukun evrensel ilkelerini toplum düzeyinde yaygınlaştırması büyük bir ihtiyaçtır.

Türkiye açısından da bu bilinç, hem ulusal hukuk sisteminin uluslararası normlarla uyumunu güçlendirecek hem de küresel ölçekte adalet ve barışın tesisi yönündeki katkıyı derinleştirecektir. Uluslararası kurumları tanımak, onların başvuru yollarını doğru kullanmak ve uluslararası mekanizmaları harekete geçirebilmek, yalnızca diplomatik bir yetkinlik değil; aynı zamanda insanlık onurunun korunmasına yönelik etik bir sorumluluk olarak görülmelidir.

Sonuç olarak, uluslararası hukuk mekanizmalarının işlerliğini anlamak ve onları doğru biçimde kullanabilmek, günümüz dünyasında hem mesleki hem insani bir görevdir. Kurumsal düzeyde reformlar, bireysel düzeyde bilinçle birleştiğinde; uluslararası adalet sistemi, yalnızca ihlalleri tespit eden değil, aynı zamanda önleyici, caydırıcı ve dönüştürücü bir güç haline gelecektir.



13/10/2025



Hazırlayan


Türkiye Barolar Birliği Üyesi

Av. Muhammed Taha DOĞAN

TBB sicil: 177819












KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR

Kaynakça

Aşağıdaki kaynakça, raporun tüm bölümlerinde kullanılan BM belgeleri, uluslararası mahkeme kararları, akademik makaleler ve yasal metinleri içermektedir. Tüm kaynaklar OSCOLA formatına göre düzenlenmiştir.

1. Birleşmiş Milletler Belgeleri

  • Charter of the United Nations (adopted 26 June 1945, entered into force 24 October 1945) 1 UNTS XVI.

  • UN General Assembly, Universal Declaration of Human Rights, UN Doc A/RES/217A(III) (1948).

  • UN Security Council Resolution 661 (1990) UN Doc S/RES/661.

  • UN Security Council Resolution 748 (1992) UN Doc S/RES/748.

  • UN Security Council Resolution 1718 (2006) UN Doc S/RES/1718.

  • UN Security Council Resolution 1591 (2005) UN Doc S/RES/1591.

  • UN Human Rights Council, Guiding Principles on Business and Human Rights (2011).

  • UN Economic and Social Council, ECOSOC Annual Report (various years).

2. Uluslararası Mahkeme Kararları

  • Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and against Nicaragua (Nicaragua v United States of America) [1986] ICJ Rep 14.

  • Case Concerning the Aegean Sea Continental Shelf (Greece v Turkey) [1978] ICJ Rep 3.

  • LaGrand Case (Germany v United States of America) [2001] ICJ Rep 466.

  • Case Concerning Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide (Bosnia and Herzegovina v Serbia and Montenegro) [2007] ICJ Rep 43.

  • Rome Statute of the International Criminal Court (adopted 17 July 1998, entered into force 1 July 2002) 2187 UNTS 90.

3. Hukuki Kaynaklar

  • San Remo Manual on International Law Applicable to Armed Conflicts at Sea (1994).

  • United Nations Convention on the Law of the Sea (UNCLOS, 1982).

  • Geneva Convention IV Relative to the Protection of Civilian Persons in Time of War (1949) ve Additional Protocol I (1977).

  • Rome Statute of the International Criminal Court (1998) ve Elements of Crimes.

  • Report of the Secretary-General’s Panel of Inquiry on the 31 May 2010 Flotilla Incident (Palmer Report, 2011).

  • BM Güvenlik Konseyi Rporu (2010) — “Report of the international fact-finding mission to investigate violations of international law, including international humanitarian and human rights law, resulting from the Israeli attacks on the flotilla of ships carrying humanitarian assistance”

Comments


bottom of page